Cehalet bazı toplumların kaderi mi?

Günümüzde dini siyasete alet eden bir güruhun toplumu sarmalına almasının nedenlerini düşünüyor olmak bu konuda sürdürülen, sürekli üstü örtülen zihin bulanıklığını aralamada sarf edilen değerli bir çaba olacağını düşünüyorum.

Dini icat eden insan oğlu, icat ettiği şeye yabancılaşarak dinin hegomanyasının cazibesine kapılmıştır. Dinsel metinler kutsallık atfettikleri kitaplara ve otoriteye itaat etmeyi öğütlemesiyle ünlenmiştir. Burada ele aldığımız konu ne tarihsel açıdan din sosyolojisi nede işlevsiz bir Tanrı’nın eleştirisidir.

Dincilik kisvesi altında geliştirilen gericiliğin / yobazlığın neden dinle atbaşı gittiğini irdelemektir. Yobazlık, bağnazlık, gericilik neden din kisvesi altına gelişiyor?

Din yobazlığı, bağnazlığı, gericiliği neden besliyor?

Bütün yolların Roma’ya çıkar teriminin esprisi gibi sorun dönüp dolaşıp cahilliğe çıkıyor.

Bu konuya dışarıdan bakan bağımsız bir gözlemci ise, suçun tamamını mevcut gericiliğin kendisindeymiş gibi görür. Aslında bu bir yanılsamadır.

Bu yanılsamanın tarihsel açıdan bir çeşit kuluçkaya yatmış olan asıl suçlusu, evlatlarını iyi bir şekilde yetiştiremeyen iyi eğitim veremeyen cahil kadınlardır.

Elbette amacım bu kategoriye giren cahil kadınları direkt olarak suçlamak değildir, elbette bu geleneği bir miras gibi devraldıkları için böylesi bir statüye boyun eğmekten başka yapabilecek öz deneyimlerden yoksun oluşlarından bu paradigmanın nesnelliğidir.

Toplum içinde gemi azıya almış gericilerle uğraşılması sivrisineklerle uğraşılmaya benzer. Bataklığın kendisi nedense atlanıp görmezlikten gelinir. Şunu herkes kafasına sokmalı ki, kadınlar cahil kaldıkça bu cehalet hep var olacaktır. Sonrada diyoruz bu gerici yobazlar kadının kıçıyla başıyla neden bu kadar uğraşıyor…

İnandıkları dinde bile cinsellik ödülü var. Her erkeğe Cennette 72 tane Huri ile ödülleneceğine inanan her erkek birde cahil ise neden dünya evinde kadınların giyimine, neden kadınların kıçıyla başıyla uğraştıklarını anlamak zor olmasa gerekir.

Erkeğe vaat edilen 72 Huri güzel hoş lakin kendi karılarına verilecek 72 tane Nuri verilip verilmeyeceğini sorgulamasını asla yapamazlar. Çünkü dinde sorgulamak yasaktır…

Eğitimsiz cahil bir kadının elinde yetişen erkek çocuğa din kisvesi altında örtük bir şekilde kadının kıçıyla başıyla uğraşabilmenin eğitimi diğer bir deyişle devraldığı gelenekleri aktarır. Eğitimsiz cahil anneden eğitimi alan çocuk yetişkin olduğunda kadınlar hakkında bir çeşit kural hükmeden, kural koyan, egemen erkek toplumunun fert sürüsüne katılır.

Elbette konumuz egemen erkek toplumundaki gericiliğin müsebbipleri olunca gerek mutaassıp gerekse tutucu bir aile bileşkesinde kız çocuklarının fazla seçme hakları olmadığı için, din içerikli gericiliğin yapı taşlarını oluşturan etkili ve etken, bir bakıma kolay malzeme olan, erkek çocuğu temel alınmıştır. Konuya bir başka açıdan örnek vermek gerekirse; mesela gericilikten nemalandığı açıkça belli olan Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. ünvanlı bir öğretim görevlisi cahilliğe neden methiyeler dizerken kendi okumuşluğuna hiç de lanetler diziyor gözükmüyor? Bu derin paradoksun yapısal özelliği özünde bu kadar açık olabilirdi.

Gericilik düzeninden nemalanan bu şahıs ne söylemişti hatırlayalım: “Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede” demişti. Gericilik düzeninden nemalan bu şahsiyet cahilliğe övgü yapayım derken, kendine güvensizliğini çok iyi anlatmış.

Cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin feraseti kendisine benzemeyen bir okumuşa neden güvensin?

Zaman zaman bu kazana odun atan bu türden farklı kişiler çıksa da konumuz din içerikli gericiliğin müsebbibi bataklığın tanımlanmasıdır. Konumuza dönecek olursak cahil bir annenin yetiştirdiği cahil erkek, toplumsal kategoride din tanstanslı gericiliğin verimli olarak kullanışlı aslında  doğada az rastlanan nadir elementler gibi kendine özgü çok özel malzemesidir.

Cahil bir annenin elinden yetişmiş dini kendisine rehber edinmiş gericiliğe eğilimli her birey, bu çarkın dönmesi için doğal olarak kendi kız çocuklarının okumasını istemezler.

Kız çocukları cahil bırakıldıkça, cahil annelerin yetiştirdiği gerici tutucu aile fertleri toplumsal camiada önemli bir yer tuttukları için tarikatların çoğalmasını tetikler. Toplumsal açıdan aydınlanmanın önünde engel olan gericiliğin hakimiyeti palazlanmaya başlar. Gericilik doğası gereği, elverişli örgütlenmeyi oluşturduğunda bu kez devleti ele geçirir. Yukarda değindiğim gibi, bataklığın nedeni sivrisinekler değil, sivrisinekleri üreten bataklığın kendisidir. Diğer bir anlatımla bataklık bireysel olarak gerici, tutucu, bireyler değil, bataklık cahil bırakılan anne adayları kadınlardır. Eğitimli donanımlı kültürlü kadınlar, kültürlü, donanımlı, eğitimli çocuklar yetiştirir.

 _Ali Galip Sayilgan_

 

 

Bu yazı GENEL kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.