Şeker fabrikaları satıldı bu insan algılamada problem yaşar gibi hala kalkmış diyor ki şeker fabrikalarını sattırmayacağız
Bu haber Cumhuriyet Gazetesinde yer aldı: Kayseri Şeker Fabrikası ile Kırşehir şeker fabrikası sattılar bu hala sattırmayacağız diyor.
Sokağa inmekten ödü gibi korkan insanları Kürt-Türk şeklinde kendilerince mesafe bırakan, bir türlü amasız kucaklayamayan CHP ”yenikapı ruhu” için koştura koştura mutabakata giden tavır ve davranışlarıyla ünlüdür.
Adam sana inat çatır çatır satıyor sen hala sattırmam masalı okuyorsun, eylemini görelim boş laflarını değil.
CHP’nin son günlerdeki politikalarını mercek altına alın muhalefetmiş gibi gözüküp sarayın politikalarına hizmet eden onlarca tavır ve davranışlarını göreceksinizdir. Bu yüzden CHP’nin politikalarını kuramsal açıdan değerlendirdiğimde sarayın gizli bir işbirlikçisi olduğuna dair bir kanaati çoktan getirmiş durumdayım.
Haksızlık etmediğimi biliyorum bu doğrultuda ileri sürdüğüm kuramıma yeterli örnek verebilirim. Kaldı ki bu doğrultuda verebileceğim örneklerim bir sır değil, bu konuda ben defalarca yazıp çizdim bu konuyu bilen bilir.
Yukarıda da dedim sokağa inmekten ödü gibi korkan bu anlayış bir bok yapamaz. Neden korkuyor derseniz yanıtı şappadak vereyim.
Tayyip Erdoğan’ın kendilerini terörist ilan edeceğinden korkuyor!
Korkma La, toplumun yarısı zaten terörist ilan edildi (sana tanınan korku ayrıcalığı) seni işbirlikçiliğe götürüyor haberin yok.
Asıl teröristler iktidar ve sarayın kendisi olduğunu sağır sultan bile bilirken, işledikleri suçların haddinin bile hesabını sormada kafamız karışacak kadar çok iken, namlı teröristlerin sana terörist demeleri, senin için onur olmalıydı.
Ama ne yazık ki bu böyle olmuyor…
Teröristlikle yaftalanırım şeklinde ödün neye karıştığını herkes biliyor.
Adam sahte diplomayla Cumhurbaşkanı oluyor, kararlar alıyor imzalar atıyor.
Her aldığı karar her attığı imza yok hükmünde olması gerekirken hayati bir durum olan bu durumun üstüne bile gitme gereği duymuyorsun.
Adam sahte diploma eşliğinde saray yaptırıyor, kendini sarayda ağırlatıyor senin ruhun duymuyormuş gibi vaziyeti idare etme yolunu seçiyorsun. Bu fiili duruma bir dönem kaçak saray nakaratını tekrarlıyorsun sonra kaçağı yasallaştırıp ziyaretine gidiyorsun…
Hani kaçaktı?
Sormazlar mı adama neden yasallaştırsın, çıkarın ne idi de bu tavrından vaz geçtin?
17 Aralık yolsuzluk operasyonunda dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, iş adamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında yer aldığı 89 kişi gözaltına alındı.
Sahte diplomalı adam bunun hesabını soracaklarına dair aleni bir şekilde içinde taşıdığı ne kadar kin varsa kamuoyunun gözünün içine baka baka ağzından saçılan tükürükleriyle birlikte bütün kinini kusmuştu.
Sen terörist ilan edilmediğin için içinden şükran duyduğun saraydaki ZAT’ına minnet ederek bu durumu duymazdan geldin. Hatta saflığa bile vurdun.
Oysa Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi 17 Aralığın intikamını köklü bir şekilde alabilmek, kendisi için aşırı tehlikeli bulduğu muhalifini siyasal arenadan derdest edebilmek için başarısız bir darbe girişimi gerekiyordu örtülü ödenekten satın aldıkları 3-5 Fetö eğilimli kilit adamların yanı sıra, özel harp dairesi eşliğinde örgütlenen düzmece darbeyi Fetö üstüne yıkılması gerekiyordu.
Devlet içinde kurumsallaştırdığı azılı hasmını ancak böyle temizleyebilirdi.
Nitekim de bu böyle oldu….
Yurdun her tarafında camilerde sela verilme işini bile tek elden örgütlendiğini çözemedin, çözmüş isen de gözlerini kapadın.
Madem bu darbe senin muhterem ZAT’ın tarafından örgütlenilmedi yurdun her tarafında Camilerden Sela’lar nasıl verildi?
Politika yapıyorsun ama ney-ce politika yaptığını aslında sende bilmiyorsun. Efendim bu darbe ne imiş? Kontrollü darbe imiş….
Sarayda yaşayan ZAT’ına bu darbeyi bir türlü sen yaptırdın diyemedin. Asıl darbeyi yaptırana cepheden tavır bile alamadın. ZAT’ının ortaya attığı Fetö zokasını yutmuş gözükmem bu senin yumuşak karnın idi, tabii ki terörist ilan edilmekten çok iyi idi. Bu yüzden de koştura koştura yeni kapı ruhu için iş birliğine gittin.
Fetö zararsız mı idi? Tabii ki hayır, Fetö bu ülke için ne kadar zarlı ise, sarayda yaşayan diplomasız ZAT’ın o kadar zararlı.
Seçim hileleriyle başkanlığının zaferini ilan ettiğinde sokağa inemeyişinle fiili başkanlığın kurumsallaştırılmak istendiği bu süreçte senin basiretsizliğinden edilgen tavrından dolayı sokaktaki etkin muhalefete rahmet okuturcasına dolu dizgin 2019’da ki seçimlere dolu dizgin gidiyoruz.
Ülkenin kaynakları peşkeş çekilircesine tek tek satılarak yok edilirken ülke iflasın eşiğine gelmiş durumda. İş adamları sermayesini yurt dışına kaçırırken yargının bağımsızlığı sizlere ömür.
Bu ülkenin 2019’da başkanlık sistemi seçimiyle son bir kez cenaze namazı kılınacağının resmidir.
Toplumun yarısından fazlası terörist ilan edilmişken, gazetecilerin çoğunluğu teröristlik suçlamasıyla içeri atılırken, korkma LA o zaten terörist, El-Kaidenin İhvan grubundan işin garibi bunu yedi düvel biliyor sen hala kendini saflığa vurmayı neye borçlusun?
Her şey ayan beyan MAL gibi ortada iken, her şey ayan-beyan MAL gibi melül melül sana bakarken satılmış olan şeker fabrikalarını hala sattırmayacağım demen yok mu?
Saksının kafaya düşmesinde ortaya çıkan cazibe gibi deyim yerindeyse öldürüyorsun beni.
Ali Galip Sayılgan